Mekke döneminde indirilmiş olup, 28 âyetten oluşan ve adını ilk âyetteki نُوح nûh kelimesinden alan Nûh sûresi, iniş olarak 64, resmî sıralamada ise 71. sûredir.
Nûh sûresi, resmi sıralamada öncesindeki Me‘âric sûresiyle yakın konu ilişkisine sahiptir. Me‘âric sûresinde ele alınan asıl konu, Son Saat ve sonrasında yaşanacak âhiret âlemine dair bilinç kazandırılmasıyla ilgilidir. Nûh sûresinde de Hz. Nûh, kavmini elem verici azaptan kurtulmaya çağırmaktadır. Âyetlerde sözü edilen azap, âhirette yaşanacak olan cehennem azabıdır.
Sûrenin asıl amacı, Hz. Nûh’un kavmi üzerinden Mekke müşriklerine gözdağı vermek ve onları uyarmaktır. Baştan sona bir kıssadan oluşan bu sûrede tebliğde izlenmesi gereken metod öğretilir. Nûh sûresinde ilk olarak Hz. Nûh’un tevhid çağrısı ele alınmakta, bu sayede Yüce Allah’a kulluk, takvâ ve itaatin ardından günahlarının bağışlanabileceği ve dünyada kalışlarının belli bir süreye, yani belirlenmiş ecellerine kadar erteleneceği bildirilmektedir.
5. âyetten itibaren, Hz. Nûh’un kavmini davette hangi yolları izlediği hatırlatılmakta, bu arada kavminin verdiği olumsuz tepkiler ve ortaya koyduğu inkârda ısrarcılıkları gündeme getirilmektedir. İstiğfar denen günahtan pişmanlığın nasıl sonuçlar meydana getireceği, ilâhî nimet sunumlarının nasıl artış göstereceği, hem kişilerin aile hayatlarında hem de yaşadıkları çevrede ne tür değişimlerin meydana geleceği özellikle hatırlatılmaktadır.
15. âyetten itibaren, kâinat kitabının çeşitli âyetleri demek olan “göklerin yapısı, Ay’ın ve Güneş’in konumları” ele alınmakta, ardından insanların yaratılış kaynağı olan toprağa dikkat çekilmekte, ölüm ile girilen topraktan insanların mahşer için yeniden çıkartılacağı haber verilmektedir.
21. âyetten itibaren, sûrenin son bölümünde Hz. Nûh’un kavmiyle ilgili şikâyetleri gündeme getirilmekte, onların putperestlikten uzaklaşmaları davetine verdikleri olumsuz tepkiler dile getirilmektedir. En sonunda yaşadıkları tufanla helâk edildikleri beyan edilerek, Hz. Nûh’un evrensel duası ile sûre sona erdirilmektedir.