Mekke’de risâletin 11-12. yılları arasında indirilmiş olması muhtemel olan, 26 âyetten oluşan ve adını ilk âyetteki “kaplayıp bürüyen” anlamındaki الْغَاشِيَة el-ğâşiyeh kelimesinden alan Ğâşiye sûresi, iniş olarak 61, resmî sıralamada ise 88. sûredir.
Ğâşiye sûresi, resmî sıralamadaki A‘lâ sûresi ile “ödülü veya azabı hak edenlerin yaşayacakları son, Kur’ân’ın öğüt oluşu ve kâinat kitabına yapılan göndermeler” gibi meselelerde ortak konu ilişkisine sahiptir.
Ğâşiye sûresinde kıyâmetin dehşetinden ve kâbus gibi çökmesinden söz edilerek, insanların mahşerde genel olarak iki gruba ayrılacağı beyan edilmektedir. “O gün birtakım yüzler zelildir (düşüktür). (Durmadan) çalışırlar, (aşırı derecede) yorulurlar. (Sonunda) kızgın ateşe gireceklerdir. Onlara kaynar su pınarından içirilecektir. Beslemeyen ve açlığı gidermeyen kuru dikenden başka yiyecekleri de yoktur” beyanı gereği ilk gruptakilerin cehennemdeki felâket durumları ifade edilmekte, buna karşı insanlar uyarılmaktadır.
8. âyetten itibaren, “O gün birtakım yüzler de vardır ki mutludurlar. Çabalarından hoşnutturlar. Yüce bir cennettedirler ve orada boş bir söz işitmezler. Orada devamlı akan pınar(lar), yükseltilmiş tahtlar, (önlerine) konulmuş testiler, sıra sıra dizilmiş yastıklar ve serilmiş halılar vardır” ifadeleri gereği ikinci gruptakilerin ise ödüllerle buluşturulacakları ve bu ödüllerin detayları üzerinde durulmaktadır.
17. âyetten itibaren, kâinat kitabından özel konulara dikkat çekilerek devam eden bölümde, deveye, göğe, dağlara ve yeryüzüne ibret gözüyle bakmanın önemine vurgu yapılmakta, bunları inceleme anlamında insanlara ev ödevleri verilmektedir.
21. âyetten itibaren, Hz. Peygamber’in sadece öğüt verici ve gerçeği hatırlatıcı yönüne vurgu yapılarak, zorbalık yapmaması bildirilmekte, adeta gönül seferberliği demek olan tebliğin, zorbalıkla ve dayatmalarla bir ilgisinin olamayacağı ortaya konulmaktadır.
Sûrenin sonunda ise, gerçeklerden yüz çevirenleri çok büyük bir azabın beklediği hatırlatılarak, dönüş yerinin de, hesaba çekme işleminin de Yüce Allah’a ait olduğu vurgulanmaktadır.