Medine’de hicrî 7. yılda indirilmiş olması muhtemel olan, 12 âyetten oluşan, adını 10. âyette geçen ve “imtihan edilen kadın” anlamına gelebilecek şekilde فَامْتَحِنُوهُنَّ femtehınûhunne ifadesinden alan Mümtehıne sûresi, inişe göre 109, resmî sıralamada ise 60. sûredir.
Bu sûre, hicret sonrasında imtihan edilen kadınlar veya mektup olayı nedeniyle sorgulanan kadın ya da imtihan edilen topluluk manasında el-Mümtehıne, içinde imtihan edilmeyle ilgili âyet olduğu için el-imtihân adıyla da anılmıştır. Dahası, birinci ve yedinci âyette geçen el-meveddeh/meveddeh kelimesi nedeniyle bu sûreye “sevgi” sûresi de denilmiştir.
Mümtehıne sûresi, resmi sıralamada öncesinde bulunan Haşr sûresiyle yakın konu irtibatına sahiptir. Buna göre her iki sûrede de “Müslümanların Müslüman olmayan insanlarla savaşta ve barış şartlarında nasıl bir ilişki ve iletişimde bulunulacağı” (Haşr 2-6; Mümtehıne 1-9), “sevginin nasıl kontrol altına alınacağı, kimlerin sevilip kimlerin sevilmeyeceği” (Haşr 9; Mümtehıne 1, 9), “çeşitli dua ifadelerinin öğretilmesi” (Haşr 10; Mümtehıne 4-5), “müslümanlara karşı başkalarıyla işbirliğinde bulunulması” (Haşr 11; Mümtehıne 9) gibi konular iki sûre arasındaki ortak mesajlar olarak belirlenebilir.
Mümtehıne sûresinin ilk âyetlerinde, Yüce Allah’ın ve müslümanların düşmanlarının dost edinilmemesi gerektiği, inkârcıların müslümanlara karşı öfke ve düşmanlıklarının sürdüğü, kan bağının mahşerde insanlara hiçbir yarar sağlamayacağı ve herkesin yapıp ettiği ne varsa Yüce Allah’ın onlardan haberdar olduğu beyan edilmektedir.
4. âyetten itibaren, Hz. İbrâhim’in ve beraberindeki müminlerin bu son ümmet için örneklik teşkil ettiği, yaptıkları duaların örnek alınması gerektiği, hayatın asıl amacının savaşta bile insanlar arasında onları kazanmaya dayalı kalıcı bir sevgi tesis edilmesi olduğu, düşmanlık ve fiziki bir saldırıda bulunulmadığı sürece diğer insanlara adaletli davranmanın yasaklanmadığı, diğer davranışların yanlış olduğu bildirilmekte, yasağın saldırganlık yapanlarla dostluk kurulmamasıyla ilgili olduğu beyan edilmektedir.
10. âyetten itibaren, hicret sonrasında Medine’ye gelmek isteyen kadınların imtihan edilmesi gerektiği, onların kâfirlerin nikâhlarından kurtarılmasının zorunlu olduğu, ödenen mehirlerin sahiplerine geri verilmesi, kimsenin zarara uğratılmamasına dikkat edilmesi gerektiği dile getirilmekte, hicret sonrasında müslümanların arasında katılmak isteyen kadınların özellikle belli şartlar altında biat etmelerinin sağlanması ifade edilmekte, Yüce Allah’ın gazap ettiği insanları dost edinmenin sakıncalı olduğu uyarısı ifade edilmektedir.