Mekke’de risaletin ilk dönemlerinde, 2 veya 3. yıllarında indirilmiş olması muhtemel olan, 4 âyetten oluşan, insanı şirkten arındırmayı ve uzak tutmayı amaçladığı için adına “İhlâs” denen ve daha pek çok isimle anılan bu sûre, inişe göre 25, resmî sıralamada ise 112. sûredir.
İhlâs sûresi, resmî sıralamada öncesindeki Mesed ve daha önceki Kâfirûn sûresiyle anlam ilişkisine sahiptir. Kâfirûn sûresindeki tevhid ilanı bu sûrede açıklığa kavuşturulmaktadır. Mesed sûresinde ele alınan, dünyaya tapıp hakkın karşısına dikilme anlayışının karşıtı olarak Ihlâs sûresi getirilmektedir. İnkârcılar için yaşanacak azap tehlikesinin zıddına, kurtuluşun iman reçetesi işte bu sûrede verilmekte ve Müslümanlar inşa edilmektedir.
Kayıpta olmak bir kader ve zorunluluk değildir; kurtuluşa kavuşmak esastır. Kurtuluşun yol haritası Ihlâs sûresinde çizilmektedir. Ihlâs sûresi bir tevhid manifestosudur ve şirk içerikli bütün kabulleri geçersiz ilan etmektedir.