Mekke’de risâletin 10-12. yılları arasında indirilmiş olması muhtemel olan, 30 âyetten oluşan ve adını ilk âyetteki “hükümranlık, otorite” anlamına gelen الْمُلْك el-mülk kelimesinden alan Mülk sûresi, iniş olarak 60, resmî sıralamada ise 67. sûredir.
İlk dönem kaynaklarda adı vâkıye “koruyucu”, mâni‘a “engelleyen”, mücâdile “savunan” veya münciye “kurtarıcı” şeklinde de geçmektedir. Sûrenin risaletin 9. yılında ve 77. sırada indirildiği de iddia edilmektedir; ancak bizim kanaatimiz diğer görüşten yanadır.
Mülk sûresi, resmî sıralamada öncesinde Medenî bir sûre olan Tahrîm sûresiyle yakın bir anlam ilişkisine sahiptir. Sûre sıralamalarında konu ilişkisinin en güzel örneklerinden birisini bu iki sûrede görmekteyiz. Buna göre her iki sûrede de Hz. Peygamber’le ilgili esaslar yer almakta, nankör insanların mahşerde karşılaşacağı akıbet dile getirilmekte ve olumlu insan örnekleriyle olumsuz örnekler hakkında malumat verilmektedir.
Mülk sûresinin konusu, öncesi ve sonrasındaki sûreler gibi “risalet”, “âhirete iman” ve “Hz. Peygamber’in vahiy inşası”yla ilgilidir. Bu sûrede, ölüm ile hayatın yaratılış sebebi ele alınmakta, kâinattaki muhteşem yapısı hakkında temel bilgiler verilmektedir. Bu arada sistemin kusursuzluğunu incelemenin önemi vurgulanmakta, ancak Yüce Allah’ın yaratmasındaki eşsiz sanat karşısında aklın hayretler içerisinde kalacağı beyan edilmektedir. Bu erişilmez kâinat düzenini astroloji gibi gayba taş atma girişimlerine kurban edenleri nasıl bir sonun beklediği vurgulanmaktadır. 7. âyetten itibaren, inkâr edenlerin âhiretteki feci azap durumları, cehennemin şiddeti, inkarcıların itirafları ve azap durumları dile getirilmektedir.
12. âyetten itibaren, Yüce Allah’ın eşsiz ve erişilmez bilgisi, kâinat kitabından çeşitli konu başlıkları yer almaktadır. Yüce Allah’ın yaptığına kimsenin engel olamayacağı, yürüyenle yerde sürünenin bir olamayacağı gerçeği ve kıyamet ile mahşeri inkâr edenlere Yüce Allah’ın verdiği muhteşem cevaplar sûrenin ana konularındandır.
23. âyetten itibaren, Yüce Allah’ın kendisini tanıttığı çeşitli bilgiler, insanları yaratıp onları yeryüzüne yaymış olması, inkarcıların mahşerle alay edişleri, onlara verilen susturucu cevaplar dile getirilmektedir.
Hz. Peygamber’in görevinin apaçık uyarı ve kendisinin de apaçık bir uyarıcı olduğuna dikkat çekilmektedir. Bütün bunlara ilave olarak bu sûrenin işlediği temel konu, Allah-insan-kâinat ilişkisine dikkat çekmek ve vahyin rehberliğinin vazgeçilmezliğidir.