Mekke’de risâletin 11-12. yılları arasında indirilmiş olması muhtemel olan, 85 âyetten oluşan, adını 28. âyette geçen ve “mümin kişi” anlamındaki مُؤْمِن mü’min kelimesinden alan Mü’min sûresi, inişe göre 78, resmî sıralamada ise 40. sûredir. Bu sûre üçüncü âyette geçen ve “bağışlayıcı” manasına gelen ğâfir kelimesi nedeniyle Ğâfir adıyla da anılmaktadır.
Mü’min sûresi, resmi sıralamada öncesindeki Zümer sûresiyle yakın konu irtibatına sahiptir. Buna göre her iki sûre de “vahyin Yüce Allah tarafından indirildiği” mesajıyla başlamakta (Zümer 1; Mü’min 2); “Yüce Allah’ın bağışlama sıfatıyla ilgili mesajlar” (Zümer 53; Mü’min 3); “kâfirlere azap sözünün gerçekleşmesi” (Zümer 19; Mü’min 6); “meleklerin Arş’ın çevresinde Rablerini hamd ederek tesbih etmeleri” (Zümer 75; Mü’min 7); “inkârcıların cehennemden çıkartılma istekleri” (Zümer 58; Mü’min 11); “dinin sadece ve sadece Yüce Allah’a ait kılınması gerektiği” (Zümer 2-3, 11-14; Mü’min 14, 65); “Allah’ın her şeyi eksiksiz bilmesi” (Zümer 7, 70; Mü’min 16, 19); “zalimlere şefaatin olmaması” (Zümer 43-44; Mü’min 18); “Allah’ın saptırdığına hiç kimsenin yol gösterememesi” (Zümer 23, 36; Mü’min 33); “kibirli olanlar için cehennemde yer olacağı” (Zümer 59; Mü’min 76) gibi pek çok konuda ortak mesajlar içermektedir.
Mü’min sûresi, vahyin kaynağı, Yüce Allah’ın bağışlama sıfatları, önceki kavimlerin inkârcılıkları, meleklerin müminler için istiğfarda ve duada bulunmaları, inkârcıların vahye karşı olumsuz tutumları ve mahşerde azaptan çıkış istekleri, Yüce Allah’ın insanlara yönelik çeşitli ikramları, ihlaslı bir şekilde Allah’a kulluk edilmesi gerektiği, vahyin indiriliş gayesi ve Allah’a hiçbir şeyin gizli kalmayacağı, herkese hak ettiğinin verileceği ve Allah’ın insanlar arasında adaletle hükmedeceği mesajları ile devam etmektedir.
21. âyetten itibaren, yeryüzünde ibretle gezilip dolaşılması, önceki kavimlerin helak edilme sebepleri üzerinde düşünülmesi, bütün delillere rağmen yalanlamalarının akıbeti üzerinde durulmaktadır. 23. âyetten itibaren, Hz. Mûsâ’nın Firavun’la olan mücadelesine, kavminden imanını gizlemekte olan bir kişinin uyarılarına, Firavun taraftarlarının dünya ve âhiretteki sıkıntılı ve azap içerikli feci akıbetlerine yer verilmektedir.
55. âyetten itibaren, Hz. Peygamber’e yönelik risalet öğretileri, Yüce Allah’ın kudreti, çeşitli mukayeseler, kâinat kitabından çeşitli konu başlıkları, insanın yaratılışı, vahye karşı çıkanların mahşerdeki perişan halleri ele alınmaktadır.
78 âyetten itibaren, bütün peygamberlerin vahiy ile buluşturuldukları beyan edildikten sonra kıssası anlatılanlar olduğu gibi anlatılmayanların da bulunduğu, hayvanların yaratılış gayeleri, yeryüzünde ibret için gezilip dolaşılması gerektiği, inkârcıların risaletle alay edişleri ve sonunda yaşadıklerı feci akıbete dair bilgiler verilmekte, azabı görünce imanın kişiye fayda vermeyeceği, Yüce Allah’ın geçmişteki uygulamasının belli olduğu, onda değişiklik olmayacağı, kafirlerin ise hüsrana uğrayacakları bildirilmektedir.