Medine’de hicrî 8 veya 9. yılda indirilmiş olması muhtemel olan, 12 âyetten oluşan, adını birinci âyette geçen ve “niçin haram kılıyorsun” anlamındaki لِمَ تُحَرِّمُ lime tuharrimu ifadesinden alan Tahrîm sûresi, inişe göre 113, resmî sıralamada ise 66. sûredir.
Tahrîm sûresi, resmi sıralamada öncesinde bulunan Talâk sûresiyle yakın konu irtibatına sahiptir. Buna göre her iki sûre de “ey Nebî” hitabıyla başlamakta, ayrıca bu iki sûrede evlilik hayatına, boşanma konusuna değinme, iyilere cennet ödülleri, kötülere ise azap tehdidi zikredilen ortak konu başlıkları olarak ifade edilebilir.
Tahrîm sûresinin ilk âyetlerinde, Hz. Peygamber’in ailesi içerisinde yaşadığı bir olay nedeniyle aslında kendisine helal olan bir şeyi haram kılması eleştirilmekte, böyle haram kılmanın kesinlikle doğru olmadığı ve bu yeminin bozulmasının zorunlu olduğu dile getirilmekte, kendisine sır verilen eşinin bunu ifşa etmesi sebebiyle yaşanan çeşitli diyaloglar ele alınmakta, Hz. Peygamber’in eşlerinin ona sadakatten ayrılmamaları gerektiğine dair bilgiler verilmekte, aksi takdirde başka seçeneklerin devreye girebileceği uyarısına değinilmektedir.
6. âyetten itibaren, müminlere yönelik kendilerini ve ailelerini yakıtı insanlar ve taşlar olan cehenneme karşı korumaları emredilmekte, kâfirlerin feci bir azaba çarptırılacağı, özürlerinin kabul edilmeyeceği bildirilmekte, iman edenlerin “nasûh tevbesine” davet edilmeleri ve böyle bir tevbenin son derece mutlu edici akıbetlerine değinilmektedir.
9. âyetten itibaren, Hz. Peygamber’in kâfirlerle ve münafıklarla cihad etmesi emrine yer verilmekte, kâfirlere peygamber olan eşlerine hıyanet eden eden Hz. Nûh’un ve Hz. Lût’un eşleri, peygamberlerin onlara hiçbir fayda sağlayamadığı ile müminlere de Firavun’un hanımı ile Hz. Meryem’in ibret içerikli hayatları birer ders konusu olarak zikredilmektedir.