Medine’de hicretin 3. yılında indirilmiş olması muhtemel olan, 64 âyetten oluşan, adını 35. âyetteki “nur” anlamına gelen نُور nûr kelimesinden alan Nûr sûresi, inişe göre 97, resmî sıralamada ise 24. sûredir. Benî Müstalik gazvesi dönüşünde iftiraya uğraması nedeniyle sûrenin Hz. Ayşe ile ilgili olan 11-20. âyetlerinin hicri beşinci yılda indirilmiş olduğu belirtilmektedir.
Nûr sûresi, resmi sıralama bakımından öncesinde yer alan Vâkı‘a sûresiyle yakın konu irtibatına sahiptir. Buna göre birisi Mekkî, diğeri Medenî olan her iki sûrede de “cennetliklere verilecek ödüller” (Mü’minûn 10-11; Nûr 26, 38), “kâfirlere uygulanacak ceza” (Mü’minûn 103-104; Nûr 26, 38), “müminlerin özellikleri” (Mü’minûn 1-9; Nûr 36, 37, 55), “canlıların yaratılışı” (Mü’minûn 12-14; Nûr 45), “kâinat kitabından konu başlıkları” (Mü’minûn 16-19; Nûr 39-41, 43-45) gibi ortak konular ele alınmaktadır.
Nûr sûresi, Yüce Allah’ın çeşitli konularda farz hükümler belirlediğini beyanla başlamakta, zina edenlere verilecek ceza, bunların evlilik hükümleri, iftira atanlara uygulanacak işlem bağlamında yemin ettirilmeleri, Hz. Ayşe’ye atılan iftira, onun bundan uzak olduğu, fuhşun yayılmasını isteyenlere dünyada da mahşerde de ceza verileceği konuları ele alınmaktadır.
21. âyetten itibaren, insanların şeytanın adımlarını izlememeleri, bunun tersini yapanların çirkinliklere bulaşacağı, iffetli kadınlara iftira atanlara lanet edileceği, temizlerin temizlere, pislerin de pislere layık olduğu ifade edilmekte, kişilerin başkalarına ait evlere girerlerken nasıl davranmaları gerektiği, kendilerine izin verilmezse evlere girmemeleri gerektiği hükme bağlanmaktadır.
30. âyetten itibaren, mümin erkeklerin ve kadınların haramlara bakmamayla ilgili duyarlılıkları, kimlerin mahrem olduğu, köle ve cariyelerin evlendirilmeleri gerektiği, bu noktada fakir olanların desteklenmesi, Yüce Allah’ın âyetlerinin açıklanış gerekçesi üzerinde durulmakta, ardından sûreye adını veren “nur âyeti” yer almakta, sonrasında yiğit insanların bazı özellikleriyle kötülerin çaresiz durumları ele alınmaktadır.
41. âyetten itibaren, kâinat kitabından çeşitli başlıklar verilmekte, canlıların sudan yaratıldığı ifade edilmekte, bu arada bazı insanların gerçek dışı sözleri dile getirilmekte, Yüce Allah’a ve Rasûl’e itaat edenlerin kurtuluşa ereceği bildirilmekte, iman edip salih amel işleyenlere yeryüzünde iktidar verileceği müjdelenmekte, namazın kılınıp zekâtın verilmesi ve Rasûl’e itaatin zorunluluğu dile getirilmektedir.
58. âyetten itibaren, çocukların anne ve babalarının yatak odalarına üç vakitte girerlerken izin almaları gerektiği, nikâh arzulamayan yaşlı kadınların açılıp saçılmamak kaydıyla dış elbiselerini çıkarabilecekleri, her şeye rağmen iffetli davranmalarının kendi hyırlarına olacağı, engellilerin durumu, kimlerin evlerinde birlikte veya ayrı ayrı yemek yenebileceği, Hz. Peygamber’den izin almak isteyenlerin bir kısmına izin vermesi gerektiği, onunla konuşurken dikkatli davranılmasının zorunluluğu ifade edilmekte, son âyette ise Yüce Allah’ın mahlûkata hükümranlığı ile mahşerde herkese dünyada yaptıklarının haber verileceği bildirilmektedir.