Mekke döneminde risaletin ilk zamanlarında indirilmiş olması muhtemel olan, 52 âyetten oluşan ve adını ilk âyetteki الْقَلَم el-kalem kelimesinden alan Kalem sûresi, iniş olarak 7, resmî olarak ise 68. sıradadır.
Sûrenin kaçıncı sırada indirildiği tartışmalıdır. Sûrenin hem üslubu hem de içeriği bu noktada belirleyici olmalıdır. ‘Alak’tan sonra indirildiğini söyleyenler olduğu gibi, daha sonra indirildiğini iddia edenler de vardır. Bu son yaklaşımın haklı gerekçeleri vardır. Zira sûrenin ilk bölümünde ele alınan konular, belli oranda bir tebliğin gerçekleştirildiği ve müşriklerin de şiddetli bir şekilde buna karşı çıktıkları anlaşılmaktadır.
Başındaki mukatta‘a harfi, içerdiği infak konusu ve kıssa, ayrıca Hz. Yûnus hatırlatması ve kâfirlerin Hz. Peygamber’e nefret dolu gözlerle bakması gibi nedenler sûrenin indiriliş zamanı hakkında kısmen fikir vermektedir. Bu nedenle, biz bu sûrenin 7. sırada indirildiği fikrini benimsemekteyiz.
Kalem sûresi, resmi sıralamada kendisinden önceki Mülk sûresiyle yakın konu ilişkisine sahiptir. Buna göre her iki sûrenin de ana konusu “risalet ve âhiret”le ilgilidir. Bu itibarla Kalem sûresi adeta öncesindeki Mülk sûresinin bir devamı gibidir. Özellikle Mülk 8-9. âyetlerdeki “risalet vurgusu”yla bu sûrenin içeriği büyük oranda örtüşmektedir.
Kalem sûresinde ilk olarak Hz. Peygamber’e moral verilmekte ve muhataplarına karşı nasıl davranması gerektiği kendisine öğretilmektedir. Bu çerçevede çeşitli özelliklere sahip insanlara itaat edilmemesi gerektiği beyan edilmektedir.
17. âyetten itibaren, muhataplara bir infak ahlâkı kazandırılsın diye “bahçe sahipleri” şeklinde bilinen bir kıssaya veya darb-ı mesele yer verildikten sonra, mahşerde yaşanacaklara dair çeşitli hatırlatmalar yapılmaktadır.
34. âyetten itibaren, müşriklerle Müslümanların asla ve asla bir tutulmayacağı, müşriklerin inançta delilsiz ve mesnetsiz oldukları beyan edilmekte, herhangi bir kitaba sahip olmadıkları belirtilmekte, ölüm anında ve sonrasında yaşayacakları felaketler hatırlatılmaktadır.
44. âyetten itibaren, vahyi yalanlayanların durumuyla ilgili olarak onlara Yüce Allah’ın ceza vereceği bildirilmekte, bu arada Hz. Peygamber’e moral verici ifadeler zikredildikten sonra, Hz. Yûnus hatırlatmasıyla devam eden sûrede, kâfirlerin Hz. Peygamber’e yönelik nefret içerikli bakışları ve onu delilikle suçlamaları yer almaktadır.
Nihayet vahyin veya Hz. Peygamber’in âlemler için hatırlatma olduğu bilgisiyle sûre sona ermektedir.