Medine’de hicrî 6. yılda indirilmiş olması muhtemel olan, 73 âyetten oluşan, adını 20 ve 22. âyetlerde geçen ve “gruplar” anlamına gelen الْاَحْزَاب el-ahzâb kelimesinden alan Ahzâb sûresi, inişe göre 105, resmî sıralamada ise 33. sûredir. Bu sûrenin aslında Bakara sûresi kadar olduğu, sonrasında bu kadar (73 âyet) kaldığı şeklindeki rivayetler hiçbir şekilde doğru olamaz.
Ahzâb sûresi, resmi sıralamada öncesinde bulunan ve Mekke dönemi sûrelerinden birisi olan Secde sûresiyle yakın konu irtibatına sahiptir. Buna göre her iki sûrede de genel hatlarıyla “iyilerin ve kötülerin akıbetlerinin ele alınması” (Secde 19-20; Ahzâb 35, 64-65), ayrıca “Hz. Peygamber’in risâlet alanı, gönderiliş gayesi” (Secde 3; Ahzâb 45-46), “övülen insanların çeşitli özellikleri” (Secde 15-16; Ahzâb 35) vs. konular iki sûre arasındaki ortak konular olarak belirlenebilir.
Ahzâb sûresinin ilk âyetleri Hz. Peygamber’e bazı emirlerle başlamakta, zıhar yapılan kadınların anneler olamayacağı, evlatlıkların kişilerin bizzat kendi çocukları olmadığı, onları kendi babalarına nispet etmek gerektiği beyan edilmektedir.
6. âyetten itibaren, Hz. Peygamber’in ümmetiyle olan sıcak ilişkisi, hanımlarının ümmetin anneleri mesabesinde oluşu, bütün peygamberlerden verilen sözlere sadakat gösterme sözü alındığı, nankörlere elem verici bir azabın hazırlanmış olduğu bildirilmektedir.
9. âyetten itibaren, sûreye adını veren ve çeşitli grupların birleşerek Müslümanlara karşı giriştikleri savaş olan Ahzâb savaşıyla ilgili bilgiler verilmekte, münafıkların ikiyüzlü davranışları dile getirilmekte, bu arada Hz. Peygamber’in ümmet için güzel örnek oluşu dile getirilmekte, bazı müminlerin verdikleri sözlerini tuttukları, bazılarının ise sözlerini tutmak için bekledikleri beyan edilmektedir.
28. âyetten itibaren, Kurayza oğullarının geride bıraktığı ganimetlerle ilgili olarak Hz Peygamber’in eşlerinin bazı isteklerde bulunması, sonrasında bu istelerin yersiz olduğu ifade edilmekte, Hz. Peygamber’in eşlerinin ümmet içerisindeki ayrıcalıklı durumu ve onlara yönelik özel bildirimler beyan edilmektedir.
35. âyetten itibaren, duyarlı insanların on özelliği dile getirilmekte, ümmetin Yüce Allah’ın ve Hz. Peygamber’in buyruklarına karşı göstermesi gereken teslimiyet ifade edilerek Hz. Zeyd ile Hz. Zeyneb’in yürümeyen evliliği, daha sonra Hz. Peygamber’in onunla evlenmesi, Hz. Peygamber’in çeşitli özellikleri ele alınmaktadır.
49. âyetten itibaren, evlilik ve boşanmayla ilgili birtakım detaylı hükümler ele alınmakta, bazı kişilerin izinsiz bir şekilde Hz. Peygamber’in evine girmek istemelerine yönelik düzenlemeler, Hz. Peygamber’in Yüce Allah ve melekleri tarafından desteklenmesi, ona eziyet edenlerin cezalandırılacakları bilgisi ile genelde dış örtü denen cilbâb’ın Müslüman hanımların örtüsü olduğu ifade edilmektedir.
63. âyetten itibaren, Son Saat’in vaktini kimsenin bilemeyeceği, inkârcılara azabın hazırlandığı, yüzüstü cehenneme atılacakları bildirilmekte, mahşerde bazı insanların kendilerini saptıranlar aleyhindeki istekleri beyan edilmekte, müminlerin Hz. Mûsâ’ya yapılan gibi eziyet etmemeleri gerektiği, sorumluluk üstlenen insanların bunun gereğini yerine getirmelerinin zorunlu oluşu ifade edilmekte, sonuçta münafıklara azap edilecekken müminlerin ise tevbelerinin kabul edileceği bildirilmektedir.