Mekke’de risâletin 11-12. yılları arasında indirilmiş olması muhtemel olan, 112 âyetten oluşan, adını içerdiği konular nedeniyle “peygamberler” anlamındaki الْاَنْبِيَآء el-enbiyâ’ kelimesinden alan Enbiyâ’ sûresi, inişe göre 79, resmî sıralamada ise 21. sûredir.
Enbiyâ’ sûresi, resmi sıralama bakımından öncesinde yer alan Tâhâ sûresiyle yakın konu irtibatına sahiptir. Buna göre her iki sûre de “Yüce Allah’ın eşsiz ve erişilmez bilgisi” (Tâhâ 7, 110; Enbiyâ’ 28); “Son Saat’in gerçekiliği” (Tâhâ 15; Enbiyâ’ 40); “Hz. Mûsâ’nın kıssasına yer verilmesi” (Tâhâ 9-99; Enbiyâ’ 48-50); “önceki nesillerin helak edilmeleri” (Tâhâ 128; Enbiyâ’ 70, 77) gibi konular ortak mesajlar içermektedir.
Enbiyâ’ sûresi, mahşerdeki yargılamanın yaklaştığı, ancak insanların gaflet içinde bu gerçekten yüz çevirdikleri mesajıyla başlamakta, inkarcıların vahiy ve Hz. Peygamberle alay edişleriyle devam etmekte, vahyin indiriliş gayesi, inkarcıların durumu, tevhid vurgusu, peygamberlerin gönderiliş amacı, meleklerin durumu gibi konular ele alınmaktadır.
30. âyetten itibaren, kâinat kitabından çeşitli konu başlıklarına yer verilmekte, her canın ölümü tadıcı olduğu hatırlatılmakta, insanoğlunun aceleciliği, Son Saat’in aniden geleceği, alay edenlerin feci akıbeti, mahşerdeki yargılamada herkes için terazi kurulacağı konuları üzerinde durulmaktadır.
48. âyetten itibaren, Hz. Mûsâ ve Hz. Hârûn’un kıssası ile oldukça geniş bir şekilde Hz. İbrâhim’in kıssasına, ayrıca Hz. Lût, Hz. İshak, Hz. Ya‘kûb, Hz. Dâvûd, Hz. Süleyman, Hz. Eyyûb, Hz. Yûnus, Hz. Zekeriyya, Hz. Yahyâ peygamberlere ve ayrıca Hz. Meryem’e dair kısa da olsa bilgiler verilmektedir.
92. âyetten itibaren, insanların ihtilafları, kıyametin yaklaşması, putperestlerin ve putlarının cehenneme atılacakları, iyi insanların korku ve dehşetlerden korunacağı, verilen bu bilgilerin evrensel olarak diğer vahiylerde de bulunduğu beyan edilmekte, Yüce Allah’ın rahmet ve merhametinin görüntüsü olarak Hz. Peygamber’in bütün alemlere gönderildiği ve Yüce Allah’ın tek ilah olduğu bilgisine yer verilmektedir.
109. âyetten itibaren, Hz. Peygamber dahil hiç kimsenin Son Saat’in zamanını bilemeyeceği, bütün gizli ve aşikar bilgilerin Yüce Allah’ta olduğu beyan edilerek, O’nun inkarcıların ve müşriklerin bütün nitelendirmelerinden uzak olduğu ifade edilmektedir.