Mekke’de risaletin 8 veya 9. yılında indirilmiş olması muhtemel olan, 55 âyetten oluşan, adını ilk âyette geçen “ay” anlamındaki الْقَمَر el-kamer kelimesinden alan Kamer sûresi, inişe göre de, resmî sıralamada da 54. sûredir.
Kamer sûresi, resmî sıralamada öncesindeki Necm sûresiyle yakın konu birlikteliğine sahiptir. Her iki sûrede de tıpkı Neml’de olduğu gibi çeşitli peygamberlerin helak edilen kavimleriyle ilgili kısa bilgiler verilmektedir.
Kamer sûresi, yaklaşan Son Saat’le ilgili bir mesajla başlamakta, o dönemde Ay’ın yarılmış olacağı bilgisini vermektedir. Daha sonra müşriklerin herhangi bir mucize görseler bile ona inanmayacakları bildirilerek, mahşerde bunların korkunç akıbetine dikkat çekilmektedir.
9. âyetten itibaren, öncelikle Hz. Nûh’un kavminin ona yaptıkları hatırlatılmakta, ardından yaşadıkları felaket beyan edilmektedir. Peşinden ‘Âd kavminin Hz. Hûd’a düşmanlıkları gündeme getirilmekte, sonuçta korkunç bir kasırga ile nasıl helak edildikleri haber verilmektedir.
23. âyetten itibaren, söz Hz. Sâlih’e ve onun kavmi Semûd’a getirilmekte, onların Allah’ın sembol kıldığı deveyi nasıl hunharca katlettikleri ifade edildikten sonra onların da helak edildikleri bildirilmektedir.
33. âyetten itibaren, konu Hz. Lût’a getirilmekte, onların da azgınlıklarının sonucunu en şiddetli şekilde yaşadıkları beyan edilmektedir. Benzer şekilde Firavun ailesinin de uyarıcılara itibar etmedikleri, sahte güçlerine güvenmelerinin sonucunda hepsinin hezimete uğratıldığı ve birlikteliklerinin bozulduğu bildirilmektedir.
43. âyetten itibaren, kafirlerin ellerinde hiçbir garantinin olmadığı, inkarcıların hezimete uğrayacağı, Yüce Allah’ın her şeyi bir ölçü ile yarattığı, Son Saat’in buluşma zamanı oluşu beyan edilmektedir.
51. âyetten itibaren, önceki azgınların da helak edildiği, her türlü fiilin kaydedildiği, muttakilerin ödüllendirileceği müjdesi ile sûre sonra erdirilmektedir. Sûrede yer alan kıssaların sonunda dört defa “Biz bu Kur’ân’ı gerçeği hatırlasınlar diye kolaylaştırdık; gerçeği hatırlayanlar nerede!” ifadesi yer almakta, böylece vahyin hem kolay olduğu hem de amacının ne olduğu açık ifadelerle ortaya konulmaktadır.