Mekke’de risaletin ilk döneminde indirilmiş olması muhtemel olan, 11 âyetten oluşan ve adını ilk âyetteki “kuşluk, gündüz” anlamındaki الضُّحٰى ed-duhâ kelimesinden alan Duhâ sûresi, iniş sırasına göre 5, resmî sıralamada ise 93. sûredir.
Duhâ sûresi resmî sıralamada öncesindeki Leyl sûresiyle çeşitli yönlerden anlam ilişkisine sahiptir. İki sûrenin de “yeminle başlaması” benzerlik oluşturduğu gibi, “yemin edilen varlıklar” açısından da benzeşmektedirler. Ayrıca “insan psikolojisinin çeşitli yönlerden tahlillerinin yapılması” ile “Nebî (as) özelinde örneklendirilmiş olsa da insanoğlunun sosyal bir varlık olarak inşa edilişi” bu sûrelerin konu birlikteliğinin delillerindendir.
Duhâ sûresi “Kuşluk (gibi aydınlık gündüz)e ve karanlığı çöken geceye yemin olsun ki, Rabbin seni terk etmedi ve (sana) darılmadı” şeklindeki ifadelerle başlamakta, “Mutlaka (risaletin) sonraki (dönemi) ilk (dönem)inden daha iyi olacaktır. (Bu çerçevede) Rabbin, bir süre sonra sana (çeşitli nimetler ve imkanlar) verecek ve sen mutlu olacaksın” beyanı gereği Nebî (as)’a risâlet öncesinde olduğu gibi risaletin ileriki dönemlerinde verilecek nimetler hatırlatılmakta, ayrıca “Öyleyse yetimi sakın ezme. Sorup isteyeni sakın azarlama. Sadece Rabbinin nimetini anlat” ifadeleri gereği bazı buyruklara yer verilmektedir.
Rasûlüllah (sav), bu sûreden itibaren Nâs sûresine kadar her sûre arasında tekbir getirilmesini, yani “Allahu ekber” denmesini tavsiye etmiştir.