Mekke’de risâletin 9. yılında indirilmiş olması muhtemel olan, 206 âyetten oluşan, adını 46. âyette geçen الْاَعْرَاف el-a‘râf kelimesinden alan ve Kur’ân’ın “en uzun yedi sûresi” demek olan es-Seb‘u’t-Tıvâl sûrelerinden olan A‘râf sûresi, inişe göre 56, resmî sıralamada ise 7. sûredir. A‘râf sûresi, resmî sıralamada öncesindeki En‘âm sûresiyle yakın konu birlikteliğine sahiptir. Her iki sûrenin de temel konusu iman-inkâr karşıtlığıdır. Yüce Allah’ın âyetlerini yalanlayan veya onlarla alay edenlerin korkunç akıbeti her iki sûrede de gündeme getirilmektedir. En‘âm 82-90’da verilen peygamberler tarihinin bir açılımı A‘râf sûresinin bütününe yayılmıştır. En‘âm 95-99’da kâinat kitabından söz eden âyetlere karşılık A‘râf 57 ve 185’te kâinatta yaratılmış her bir varlığın ibrete konu edinilerek incelenmesi gerektiği üzerinde durulmaktadır. Bu ve benzer konular hem iniş hem de resmi sıralamaya göre sûrelerin konu ilişkisini ortaya koymakta olduğunun bir delilidir.
A‘râf sûresi, vahye tâbi olmanın öneminden söz ederek başlamakta, bu arada peygamberler dahil bütün insanların sorgulanacağı, mahşerde amellerin tartılacağı, iyilerin kurtulup kötülerin ateşe atılacağı bilgisiyle devam etmektedir.
11. âyetten itibaren, ilk insan neslinin yaratılışı ve İblis’in duruşu, cennetten çıkartılış, dinde haram kılma yetkisi, A‘râf’takilerin konuşmaları, dua ahlakı ve kâinat kitabından çeşitli âyetler gündeme getirilmektedir.
59. âyetten itibaren, sırasıyla Hz. Nûh, Hz. Hûd, Hz. Sâlih, Hz. Lût, Hz. Şu‘ayb peygamberler ve onların kavimleriyle ilişkileri, kavimlerinin sonu ele alınmakta, 103. âyetten sonra ise Hz. Mûsâ’nın Firavunla münasebeti uzun uzadıya gündeme getirilmektedir.
168. âyet ve sonrasında, insanların çeşitli gruplara ayrılışı, Elest Bezmi denen olay, insanların ve cinlerin duyarsız davrananlarının sonu, kâfirlere mühlet verilmesinin nedeni, kâinat kitabından her bir âyetin incelenmesi gerektiği, Son Saat denen olayı Hz. Peygamber dâhil hiç kimsenin bilemeyeceği, insanoğlunun Yüce Allah’ın sevgisine ortak koşmamaları gerektiği vs. konular üzerinde durulmaktadır.
Sûrenin sonunda 196. âyetten itibaren ise gerçek ve sahte dostluklar hakkında bilgi verilmekte, şeytanın ayartıcılığı ile takvânın sonucu gündeme getirilmekte, Kur’ân kıraat edildiğinde ona kulak vermenin ve sesi kesmenin rahmete vesile olacağı beyan edilmekte, Yüce Allah’a dua edilirken nasıl davranılması gerektiği öğretilmekte ve Yüce Allah’a boyun bükmenin erdemi üzerinde durulmaktadır.