Mekke’de risâletin 10-12. yılları arasında indirilmiş olması muhtemel olan, 111 âyetten oluşan, adını sûrede sıklıkla kullanılan ve sûrenin konusunu oluşturan يُوسُف yûsuf kelimesinden alan Yûsuf sûresi, inişe göre 71, resmî sıralamada ise 12. sûredir.
Yûsuf sûresi, resmî sıralamada öncesindeki Hûd sûresiyle yakın konu birlikteliğine sahiptir. Bu bağlamda Yûnus sûresiyle olduğu gibi her iki sûrenin de aynı mukatta‘a harfleriyle (elif, lâm, râ) başlayıp ilahi mesaja dikkat çekilmesi (Hûd 1; Yûsuf 1) ortak özelliklerden birisidir. Ayrıca her iki sûrede de peygamber kıssalarına yer verilmesi (Hûd 25-100; Yûsuf 3-100), peygamberlerin tebliğlerine karşılık ücret istememeleri (Hûd 29; Yûsuf 104), kânat kitabının âyetlerine dikkat çekilmesi (Hûd 7; Yûsuf 105), kıssaların anlatılma gerekçeleri (Hûd 120; Yûsuf 111) gibi konular iki sûrenin ortak konuları olarak belirlenebilir.
Yûsuf sûresi, mukatta‘a harferiyle başlamakta, ardından “vahyin Arapça indirilmesinin amacı insanların akıllarını çalıştırmaları” olarak belirlenmektedir. Üçüncü âyette bu kıssanın en güzel anlatıma sahip olduğuna dikkat çekilmekte, sonrasında Hz. Yûsuf kıssasına başlanmaktadır.
4. âyetten itibaren, Hz. Yûsuf’un gördüğü bir rüyayı babasına anlatması, babası Hz. Yakup’un onu kardeşlerine anlatmaması noktasındaki uyarısı ve Yüce Allah’ın kendisine olayların arka planını öğreteceğini bildirmesi dile getirilmektedir.
8. âyetten itibaren, Hz. Yûsuf’un kardeşlerinin ona kurduğu tuzağı gerçekleştirmek için babasından izin alarak onu alıp götürdükleri, babasının uyarısına dikkat etmedikleri, nihayet onu bir kuyuya bırakıp döndükten sonra onu bir kurtun yediğini babasına söyledikleri beyan edilmektedir.
19. âyetten itibaren, Hz. Yûsuf’un atıldığı kuyudan bir kervan tarafından alındığı, bir köle pazarında satılıp onu satın alan Aziz’in evinde bakıldığı, bu arada Aziz’in hanımının ona musallat olduğu, aralarında çirkin bir girişimin yaşandığı, sonrasında bir bilirkişinin olayı izahı belirtilmektedir.
3. âyetten itibaren, Aziz’in hanımının çevresindeki hanımları çağırıp Hz. Yûsuf’u onlara gösterdiği, onların yaşadıkları şaşkınlıklar, nihayet hapishane günleri ve o esnada yaşanan çeşitli olaylar ile Kral’ın gördüğü bir rüyanın yorumu, Hz. Yûsuf’un bu rüyayı yorumu sonrası Aziz’in hanımının itirafları hatırlatılmaktadır.
53. âyetten itibaren, Hz. Yûsuf’un devlet yönetimine getirilmesi, kardeşleriyle yaşadığı diyaloglar, bu arada küçük kardeşi Bünyamin’i yanına alışı ve sonrasında ailesiyle buluşması gündeme getirilmektedir.
102. âyetten itibaren, hitap Hz. Peygamber’e yönlendirilmekte, onun da tıpkı Hz. Yûsuf gibi sıkıntılar çekse de sonuçta kendisine bir devletin müjdelendiği anlaşılmaktadır. Bu arada hakka ve hakikate inanmayanların daima çoğunluğu oluşturacağı, inananların şirk bataklığında bir hayat yaşayacakları, sıkıntılı ortamlarda Yüce Allah’ın elçilere daima yardım ettiği gerçeği hatırlatılmakta, sonuçta kıssalarda akıl sahibi kişiler için nice ibretler bulunduğu beyan edilmektedir.
Bu sûrenin müşriklerin “sorun bakalım Muhammed’e İsrailoğulları hangi sebeple Mısır’a geçmişlerdi?” diye sormaları üzerine indirildiği rivayet edilmektedir. Bu sûre ile Hz. Peygamber’e ve müminlere moral, müşriklere ise gözdağı vermenin amaçlandığı her halinden bellidir. İndiriliş zamanı Hz. Peygamber’in eşinin ve amcasının vefat etmesi nedeniyle “Hüzün Yılı” olarak bilinen bu surede kardeşlerinin Hz. Yûsuf’a eziyet ettiği anlatılmaktadır; dolayısıyla Resûlullah’a da kendi kavminin eziyet ettiğine, fakat sonunda Hz. Yûsuf’un üstün gelmesi gibi Hz. Peygamber’in de inanmayanlara karşı zafer kazanacağına işaret vardır. Hz. Yusuf nasıl Mısır’a sultan olduysa Hz. Peygamber’in de Mekke’ye hükümdar olarak döneceği müjdesi bu surenin anlatılış gerekçeleri arasında yer almaktadır.