Bir adı da “Ihlâs” olan, Mekke’de risâletin ikinci yılında, Mâ‘ûn sûresinin peşinden indirilen, adını ilk âyetindeki “kâfirler” anlamındaki الْكَافِرُون el-kâfirûne kelimesinden alan, 6 âyetten oluşan Kâfirûn sûresi, iniş sırasına göre 18, resmî sıralamada ise 109. sûredir.
Kâfirûn sûresi resmî sıralamada öncesinde bulunan Kevser sûresiyle yakın konu ilişkisine sahiptir. Buna göre Kâfirûn ve Kevser sûrelerinde Hz. Peygamber övgünün konusu edilmekte, ona hakaret edenler yerilmektedir. Ayrıca, Kevser’de Hz. Peygamber’den istenen, “Allah için kulluk etmesi” emri, Kâfirûn sûresinde “Allah’tan başkasına tapmadığı” ifadeleriyle ispatlanmaktadır.
Sûrede mutlak anlamda inkârcılara seslenilmekte, Hz. Peygamber’in onların tapındıkları gibi tapınmadığı ve eskiden de böyle bir durumun yaşanmadığı özellikle vurgulanmaktadır. Kâfirûn sûresi, din özgürlüğü alanında ufuk denebilecek esaslar getiren bir sûredir.